Erek Dağı'nda havalar iyice soğuyuncaya kadar
kalmıştık. Artık
neredeyse kar yağmaya başlayacaktı. Kaldığımız yer bayırdı. Buraya bir
oda yapmamızı istedi. Biz de hemen çalışmaya koyulduk. Başladık kazmaya.
Kazı yaparken bir karınca yuvası çıktı. Üstad
karınca yuvasını gördü.
Kazıyı durdurmamızı istedi. Sebebini sorduk:
"Bir ev yıkıp bir ev yapmak olur mu?" dedi. "Bu
hayvanların yuvasını
dağıtmayın. Başka bir yeri kazın."
Biz başka bir yeri kazmaya başladık. Oradan da
karınca yuvası çıktı.
Bana yardım eden bir arkadaş vardı. O, "Böyle olur mu hiç?" diye bana
sordu. "Üstad gelir gelmez, karıncaların üzerine toprak atalım. Yok
eğer böyle giderse bu odayı yapamayız."
Sonunda oraya bir odacık yaptık.
Üstad karınca yuvalarının yanına gelince, ekmek,
bulgur ve şeker
koyardı. Kendisine şekeri niçin koyduğmuzu sorduğumuzda, şöyle demişti:
"Bu da onların çayı olsun."